Aktif Ziyaretçi | 2 |
Bugün Toplam | 11 |
Toplam Ziyaret | 10274777 |
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Psikolojik Danışmanlık Hizmetlerimizden Bazıları: Dikkat Eksikliği, Dürtüsellik,Alt Islatma (Enürezis),Alta Kaçırma (Enkoprezis)
|
Randevu Telefonu : 0532-158 35 55
|
Anksiyete’nin (kaygı bozukluğu) en belirgin semptomlarından biri belirli düşüncelere saplanıp kalma, kafamızı dağıtamama halidir. Olayları saplantılı düzeyde düşünme problemi yaşayan kişiler beyinlerinin sanki hiç kapanmadığını hissederler. Beynimiz bir kere kaygı moduna girdiğinde bu durumdan kurtulmak çok da kolay değildir. Böyle bir durumda yeryüzünde olabilecek tüm kötü şeyler sanki başımıza gelecekmiş gibi endişeli bir hale bürünürüz. Bu tür bir endişe bizi başımıza gelebilecek kötü olaylardan kurtarmadığı gibi; konsantrasyon, üretkenlik ve uyku düzenimiz gibi hayati fonksiyonlarımızı da olumsuz etkileyerek durumu olduğundan çok daha kötü bir hale getirebilir. 1. KAYGILARINIZI YAZIN Kafamızı boşaltmanın, duygu ve düşüncelerimizi düzenlemenin en etkili yollarından biri yazı yazmaktır. Endişelerimizi yazıya döktüğümüzde zihnimizde boşa yer kaplamalarına gerek kalmayacaktır. 2. KAYGILANACAĞINIZ ZAMANI PLANLAYIN Mesela her gün 8:00-8:15 saatleri arasını kaygılanmak üzere planlayabilirsiniz. Böylelikle kaygılanmak için günün belli bir saatinde zamanınız olduğunu bilirsiniz. Kaygı durumunuzun artmaya başladığını fark ettiğiniz anda bu düşünceleri kaygılanmak için ayırdığınız zaman diliminde yaşayacağınızı ancak şu anda yapmanız gereken işe odaklanmanız gerektiğinizi kendinize hatırlatın! Gün içinde birçok defa bu şekilde düşüncelerinizi yönlendirdiğinizi yeni fark ediyor olabilirsiniz, bunda hiçbir sorun yok. Endişelerinize belirli sınırlar koymalısınız! Kaygılarınızı yazdınız, hatta kaygılanacak zaman dilimini bile takviminizde işaretlediniz. Şimdi sırada kaygılarınıza süre sınırı koymak var; başlangıç zamanı belli olan ancak bitiş zamanı planlanmayan durumlar kolaylıkla çığırından çıkabilir ve siz kaygılarınızı kontrol altına almaya çalışırken rahatlıkla tüm gününüzü aynı karanlık denizlerde geçirmeye başlayabilirsiniz. Bu nedenle 15-30 dakikayı geçmeyen kaygı seansları yeterli olacaktır. 4. KENDİNİZİ OYALAYIN 5. KENDİNİZE KESİN BİR ŞEKİLDE DURMANIZI SÖYLEYİN! Zaman zaman daldığımız derin düşünce denizlerinden gün yüzüne çıkabilmek için kendi kendimize konuştuğumuz, hatta kendimizi keskin bir dille uyardığımız olmuştur. Hatta böyle zamanlarda büyüklerimizin “kendine ufak bir çimdik atma” yöntemi de son derece işe yarar. Birden gelen bir durma sinyali gibi zihnimizi derin düşünce dehlizlerinden uzaklaştırarak odağımızı farklı noktalara kaydırmamızı sağlar. Yüzümüze biraz soğuk su çarpmak da işe yarar yöntemlerden biridir. 6. DURUMU DEĞİŞTİRİP DEĞİŞTİREMEYECEĞİNİZE KARAR VERİN Karar vermek başlı başına önemli bir zihinsel prosestir. Kaygılarınız karşısında elinizden bir şey gelip gelmediğine karar veriyor olmak kontrolün sizde olduğunu hatırlamanızı sağlayan önemli mekanizmalardan biridir. Olayları değiştirebilmek için yapabileceğiniz bir şey varsa yapın, yoksa durumun kontrolünüz altında olmadığını kabul edin ve değiştirmeye çalışmaktansa kabullenmeye çalışın. 7. FİZİKSEL AKTİVİTELERE AĞIRLIK VERİN Spor gibi fiziksel aktiviteler psikolojik sağlığımız için yapabileceğimiz en iyi şeylerden biridir. Egzersiz beynimizde endorfin salgısını arttırarak kendimizi daha mutlu, daha sakin ve daha az stresli hissetmemizi sağlar. Hatta daha da iyisi açık havada, sahil kenarında ya da ağaçlarla çevrili bol oksijenli bir doğada hemen yürüyüşe atmaktır. İçinde bulunduğumuz ortamı değiştirmek de düşüncelerimizi yeniden odaklamamıza ve zihnimizin kaygı denizlerinde kaybolmasına karşı en iyi savunma yöntemlerinden biridir. Kaynak :
|
Duyuru Arşivi |